Bir Bartın klasiği; Galla Pazarı
Pazarlar, geçmişten günümüze üreticiyle tüketicinin biraraya geldiği, üreticinin ürünlerini kısa ve kolay yoldan tüketiciye sunduğu geleneksel alışveriş mekânlarıdır. Kırsal yerleşmeler ile kasabalarda genellikle haftanın belirli bir günü belirli bir yerde kurulan pazarlar, şehirlerde ise çeşitli zamanlarda farklı kesimlerde ya da haftanın farklı günlerinde aynı mekânda kurulan periyodik semt pazarları şeklinde dağılış gösterirler.
Günümüzde, giderek gelişen yeni alışveriş mekânları ve satış biçimleri semt pazarlarını etkilemekte ve dönüşüme zorlamaktadır. Bununla birlikte kurulduğu çevrenin kültürel özelliklerine ve ekonomik düzeyine göre kendini şekillendirebilen, değişime karşılık verebilme esnekliğine sahip olan bu organizasyonlar, önemini korumaya devam etmektedir
Kurulduğu yerleşmelerin sosyo-ekonomik ve sosyokültürel özelliklerini yansıtan pazarlar, ülkeler arasında farklılıklar sergilediği gibi, bir ülke içerisindeki bölge hatta yörelerde bile farklı görünümler sunarlar. Pazar yerlerinin biçim ve fonksiyonlarında gözlenen farklılıklar, bulunduğu çevrenin nüfus büyüklüğü, satın alma gücü, sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, kentsel gelişme özellikleri, yerel yönetimlerce alınan kararlar vb. pek çok faktörle yakından ilişkilidir.
Bir Bartın klasiği haline gelen Kadınlar Pazarı, bilinen adıyla Galla Bazarı uzun yıllardan beri bu adla anılmaktadır. Pazarın bu adla anılmasının nedeni ise satıcıların tamamının köylü ev kadınlarından oluşmasıdır
Tarihi gelişimi açısından ele alındığında pazarın köklü bir geçmişe sahip olduğu görülür. Bartın, 18. yüzyılda gelirinin önemli bir bölümünü pazarcılıktan sağlamaktaydı. Her Cumartesi kurulan pazarın ticari sınırları Safranbolu, Eflani ve Ulus’a kadar uzanan geniş bir sahayı içine alıyor ve adı geçen yerlerden gelenler çamaşır, çıra, keten tohumu, pestil, ceviz, yağ, keten ipliği, astar ve kereste gibi malları alıp satıyorlardı. Daha sonraki yıllarda ilçenin ticaret sahasını genişlettiği ve bilhassa 1800’lerden sonra İstanbul’a kadar uzanarak ihracatını artırdığı görülmüştür. Bilhassa yumurta ve kereste ticareti hayli ilerlemiş, Avrupa’ya dahi ihracat yapılmaya başlanmıştır.
17. yüzyılın ortalarında Bartın’a uğrayan Evliya Çelebi, Cumartesi günleri pazar kurulduğundan bahsetmiştir. 18. Yüzyılın başlarında Uluslu İbrahim Hamdi tarafından kaleme alınan Atlas adlı eserde de Cumartesi günleri kurulduğu dile getirilen pazar daha sonraları gelenekselleşerek Salı ve Cuma günleri Galla Bazarı olarak kurulmaya başlanmıştır. Yaklaşık 200 yıldır varlığını sürdüren Galla Bazarı’nın kuruluşu, Osmanlı döneminde işsizlik nedeniyle ormancılık faaliyetleri için erkeklerin evlerinden ayrılması ve evin iç işlerinin yanı sıra, tarla ve bahçe işlerini kadınların üstlenmesiyle başlamıştır. Ürettikleri ürünleri kendi pazarlamak ve aracıyı ortadan kaldırmak için köylerde veya kasaba içinde bağı, bahçesi, hayvanı olan ev kadınları kendi yiyeceğinden artırdıkları ürünleri, en yakın pazar olan Bartın Pazarı’nda satıp evlerinde olmayan maddeleri alma yolunu seçmişlerdir.
İlk olarak Yukarı Çarşı’da İskele Caddesi’nin başında kurulan pazar, daha sonraları Asma Caddesi’nin başında Hükümet Konağı istikametinde uzanan yol (şimdiki Davut Fırıncıoğlu Caddesi) üzerinde kurulmaya başlandı ve burada varlığını sürdürdü. Salı ve Cuma günleri köylerinden getirdikleri ürünlerin bir kısmını bu pazarda satan köylüler, bir kısmını da yine Salı ve Cuma günleri küfeler içerisinde kamyonlara yüklettikleri sebzeleri Çarşamba ve Cumartesi günleri pazar kurulan Zonguldak’a gönderirlerdi. Ayrıca, Çarşamba günü erken saatlerde Kemerköprü Meydanı’ndan kalkan otobüslerle küfe küfe taze sebzeyi ve bakraç bakraç günlük yoğurdu Zonguldak’a gönderen pazarcı kadınlar, akşam geri dönen otobüslerden boş küfe ve bakraçlarını alıp köylerine dönerlerdi.
Günümüzde Bartın şehir merkezi ve çevre köylere hizmet veren Kadınlar Pazarı; satıcıların tamamının kadın olması, taze ve organik ürünler sunulması, yöresel giyim kuşam ve konuşma özelliklerinin sergilenmesi gibi nedenlerle yerel ve ulusal basın yayın organlarında zaman zaman yer almakta ve çeşitli belgesellere konu olmaktadır. Bunun sonucunda özellikle yaz aylarında Bartın iline gelen yerli ve tabancı turistler tarafından ilgi görmektedir.
Kadınlar Pazarı’nın kendine özgü özelliklerini koruyabilmesi için Bartın Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından sıkı denetime tabi tutulduğu görülmektedir. Pazarda köylerde üretilmeyen, başka bir ifadeyle toptancı halinden getirilen, ürünlerin pazarlanmasına izin verilmemektedir. Zaman zaman bu tür davranışlarda bulunan pazarcılar uyarılmakta ve halden getirilen ürünler toplatılmaktadır. Rekabet ortamının korunması amacıyla bir pazarcının bir günde bir üründen en fazla 100 kg pazarlamasına izin verilmektedir. Bununla birlikte pazarcı sayısı mevsimlere göre değişiklik sergilemektedir. Daha çok kışlık sebze türlerinin pazarlandığı kış ve bahar aylarında pazarcı sayısı yaza göre yarıya düşmekte ve pazardaki yoğunluk azalmaktadır. Yaz aylarında ise yazlık meyve ve sebze ürünlerinin olgunlaşmaya başlamasıyla pazarcı sayısında ve pazardaki yoğunlukta artış gözlenmektedir.
İlde son yıllarda gelişen çilek yetiştiriciliği giderek önem kazanmakta ve çilek satışı pazarcılar için önemli bir gelir kaynağı haline gelmektedir. Özellikle Mayıs sonu ve Haziran başında pazardaki küfelerin önemli bir kısmını çilek küfeleri oluşturmaktadır. Bartın çileği kendine has koku ve aroması ile diğer çileklerden ayrılmakta ve müşteriler tarafından beğeni toplamaktadır18. Bartın’da çilek üretiminin tanıtımı amacıyla, çilek toplama zamanına göre 25 Mayıs-15 Haziran tarihleri arasında Bartın Kültür Sanat Turizm ve Çilek festivali düzenlenmekte, festivalde en kaliteli çileği üreten üretici ödüllendirilmektedir.
Yörede yapılan anket ve gözlemler, Kadınlar pazarındaki kadınların bu işi anneden kıza; geçmişten günümüze kadar geleneksel olarak devam ettirdikleri düşüncesini uyandırmıştır. Bilhassa geçmiş dönemlerde erkekler çalışmak üzere yaşadıkları yerleri terk ettikleri için, köylü kadınları ürettikleri ürünleri bu şekilde kendileri pazarlamaya başlamışlardır. Sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı başlayan bu ekonomik faaliyet tarzı, sosyo-kültürel anlamda da yöre kültürüne yerleşmiştir. Bu bağlamda Kadınlar Pazarının kayınvalideden geline ya da anneden kıza aktarılan bir geleneksel yapıya sahip olduğu söylenebilir. Pazarcıların çoğu ürünleri tek başına pazarlarken, ürün miktarı ve çeşidi fazla olan bazı pazarcıların eşleriyle bazılarının da gelinleriyle beraber pazarcılık yaptıkları görülür. Geliniyle beraber pazarcılık yapan kadınlar, geçmişte kendilerinin de kayınvalideleri ile beraber pazara geldiklerini ve daha sonra kendilerinin pazarcılığı devam ettirdiklerini ifade etmektedirler.
Kadınlar Pazarı’nın Bartın’ın kültürel yaşamı üzerinde de çok önemli bir yeri vardır. Pazar, köylü kadınların yöresel giyim ve konuşma geleneğinin sürdürüldüğü bir mekân olmasının yanı sıra köy ve şehir kültürünün harmanlandığı; yaşlı ile gencin, zengin ile yoksulun kaynaştığı bir mekân olarak dikkat çeker.
Kadınlar Pazarı’nda satılan ürünler çok daha dar bir sahadan getirilmektedir. Şehir merkezine yakın köylerde ve şehrin kenar mahallelerindeki bahçelerde üretilen ürünler pazarda satılmaktadır. Pazara ürün getiren köylerden en uzağı 20 km uzaklıktaki Derbent köyüdür. Buna göre getirilen ürünlerin getirildiği yerler açısından pazarın 20 km yarıçapında bir etki sahasına sahip olduğu söylenebilir. Bu etki sahası yaz ve kış aylarında değişmemekle birlikte satılan ürünün cins ve miktarında önemli farklılıklar görülmektedir. Yaz aylarında marul, tere, yeşil soğan, pırasa, maydanoz, zencefil, sarımsak, nane, roka, biber, dolma biber, domates, salatalık, patlıcan, kabak, taze fasulye, kuru fasulye, lahana, bamya, süt mısır, kavun, fındık, kızılcık, böğürtlen, elma, armut, erik, incir, üzüm, yerli karpuz, çilek, patates, ceviz gibi bitkisel ürünler ile peynir, tereyağı, süt, yoğurt, yumurta, bal gibi hayvansal ürünler satılmaktadır. Ayrıca bazı satıcıların ürünleri arasında köy ekmeği, pekmez ve reçel gibi gıda maddelerinin yanı sıra süpürge, küfe, çıra gibi eşyalar da yer almaktadır.
Kış aylarında ürün çeşitliliği ve miktarı azalmaktadır. Genellikle marul, pırasa, lahana, yeşil soğan, nane, maydanoz, tere, roka gibi kışlık sebzeler ile süt, yoğurt, tereyağı, peynir gibi hayvansal ürünler pazarlanmaktadır.
Pazara ürün getiren satıcıların çoğu Ağdacı köyü, Çaydüzü Mah.,Durnuk köyü, Derbent köyü Karaköy Mah. (Terkehatipler köyü), Orduyeri Mah.,Karasu, Güzelcehisar ve Serdar köylerinden gelmektedir.